Özel Eğitim Alanı Öğretmenliği

Özel Eğitim Alanı Öğretmenliği

Özel Eğitim Alanı Öğretmeni Ne İş Yapar?

Özel Eğitim Öğretmenliği, herhangi bir zihinsel, duygusal ya da fiziksel engeli olan bireylerin eğitim hayatlarına kesintisiz devam edebilmeleri için kalifiye öğretmenlerin yetiştirilmesini amaçlayan bir akademik disiplindir.

Özel Eğitim Öğretmenleri, alışılagelmiş öğretmenlik tekniklerinin yetersiz kaldığı durumlarda, aldıkları özel eğitimler doğrultusunda öğrencilere ihtiyaç duydukları yöntem ve tekniklerle destek sağlarlar. Bu sayede, bireylerin öğrenim süreçlerine katkı sunarlar.

Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümü, doğuştan ya da sonradan engeli ortaya çıkan kişilerin sağlıklı ve verimli bir şekilde eğitilebilmesi için donanımlı bireyler yetiştirmeyi hedefler.

Özel Eğitim Öğretmenleri, engelli bireylerin daha kolay öğrenebilmelerini sağlayarak onların topluma kazandırılmasında aktif bir rol oynar. Bu süreç, bireylerin hayata ve topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmayı amaçlar.

25 yılı aşkın süredir Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde yürüttüğüm müdürlük ve öğretmenlik görevlerim sonucunda elde ettiğim deneyimlerle, ayakları yere basan ve kişiye özel eğitim programları oluşturuyoruz. Hedefimiz, bireyleri topluma kazandırmak ve adaptasyon süreçlerini kolaylaştırmaktır.

 

OTİSTİK BOZUKLUK

Otizm , bireylerin sosyal etkileşimde, iletişimde ve davranışsal esneklikte zorluklar yaşadığı nörogelişimsel bir bozukluktur. Genellikle çocukluk döneminde belirtileri gözlemlenmeye başlanır ve hayat boyu devam eder. Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olarak da bilinir ve belirtiler bireyden bireye farklılık gösterebilir. Kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle meydana geldiği düşünülmektedir.

Ayrıca belirli sınırların dışına çıkamayan veya tekrarlayan davranış kalıplarını da içerir. Otizm spektrum bozukluğu içinde kullanılan " spektrum " terimi, geniş bir yelpaze üzerine yayılmış semptomları ve semptomların derecesini ifade eder.

Otizm çocukluk döneminin başında gelişim gösterir ve nihayetinde bireyin toplum içinde, örneğin sosyal hayatta, okulda ya da çalışma hayatında sorunlarla karşılaşmasına neden olur. Bu sorunlar otizm hastalığı nedir sorusunun kısa bir cevabıdır.

Doğumdan sonraki ilk yıl içinde otizm belirtileri ortaya çıkar. Daha nadir vakalarda ise ilk sene boyunca çocukta normal gelişim devam eder ve daha sonra otizm belirtilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte çocuklar, 18 ila 24 ay arasında bir gerileme döneminden geçer.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

 

ASPERGER SENDROMU

Asperger Sendromu, otistik spektrum bozukluğunun bir türü olarak kabul edilir ve sosyal etkileşimde ve iletişimde sorunlara yol açan bir durumdur. Bu sendrom, özellikle ilgi alanlarının spesifik olması, katı rutinlere olan düşkünlük ve tekrarlayıcı davranışlar gibi belirtilerle kendini gösterir. Genellikle dil ve zeka yetenekleri normal veya üzerinde olan bireylerde görülmesiyle öne çıkar.

Asperger Sendromunun nedeni tam olarak bilinmese de genetik faktörler ve beyin fonksiyonlarındaki farklılıkların etkili olduğu düşünülür. Belirtileri, sosyal etkileşimde zorluklar, empati kuramama, belirli konulara takıntılı ilgi gösterme, düzensiz konuşma ve tekrarlayıcı motor davranışlar gibi özelliklerdir. Bu belirtiler genellikle günlük yaşamı ciddi şekilde etkilemez ancak sosyal ilişkilerde zorluklar yaşanabilir.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemeniz umuduyla...

Şifada buluşalım...

 

RETT SENDROMU

Rett sendromu, X kromozomu üzerindeki genetik mutasyonla ilişkilendirilen ve genellikle kız çocuklarını etkileyen nadir bir durumdur. İlk altı ay boyunca normal gelişim gösteren bebekler, daha sonra motor ve konuşma becerilerinde belirgin bir gerileme yaşayabilir.

Tekrarlanan el hareketleri ve sosyal becerilerde azalma durumu otizme benzer belirtilerle karıştırılabilir. Fiziksel gelişimde yaşanan değişiklikler arasında küçük el ve ayak boyutları gözlenebilir.

Rett sendromu tedavisi semptomları hafifletmeye yönelik ilaç, fizik terapi, konuşma terapisi ve özel diyetleri içerir. Rett sendromu özellikleri itibariyle yaygın gelişimsel bozukluklar kategorisine dahil edilse de bu sınıflandırmanın yanıltıcı olabileceği düşünülür.

Kız çocukları arasında gastrointestinal sorunlar ve nöbet geçirme riski yüksektir. Durumdan etkilenenlerin çoğu konuşma yeteneğinden yoksun olup yürüme kabiliyeti sınırlı olabilir.

Skolyoz, büyüme geriliği ve kabızlık gibi sağlık sorunları da bu rahatsızlıkta yaygındır. Sendromun belirtileri zamanla değişkenlik gösterse de, bazı çocuklarda okul çağına kadar sosyal becerilerde iyileşme gözlemlenebilir.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

 

ATİPİK OTİZM NEDİR?

Atipik otizm, Tipik Otizm tanısı için gerekli klinik belirtilerin hepsinin bulunmadığı ancak yine de Otizm Spektrumunun içinde olan daha hafif olguları tariflemek için sıklıkla kullanılan bir ifadedir.

Atipik Otizm Belirtileri Nelerdir?

Özet olarak, Tipik Otizm tanı kriterlerinin hepsinin karşılanmaması ya da daha hafif seyretmesi olarak tanımlayabiliriz. Aşağıda belirtilen belirtilerden en az birinin olması veya birden fazla belirtinin daha hafif şiddette gözlenmesi durumdur;

Atipik veya uygunsuz sosyal davranış gösterme,

Motor gelişim, görsel veya mekansal algı, bilişsel yetiler gibi farklı nörolojik yeteneklerde gelişimsel problemler,

Dil ve konuşma yeteneklerinde gecikme,

Sözlü veya sözlü olmayan iletişimde yetersizlik,

Tat, koku, görme, dokunma veya işitme duyularında artmış veya azalmış duyarlılık,

Tekrarlayıcı davranış kalıpları gösterme (stereotipik davranış).

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

 

ÇOCUKLUĞUN DEZİNTEGRAFİ BOZUKLUĞU

Çocukluğun dezintegratif bozukluğu, doğumdan sonraki ilk iki yıl içinde görünüşte normal bir gelişim olmasına karşın, iki ile on yaşları arasında daha önce kazanılan becerilerin önemli ölçüde yitirilmesi ile karakterizedir. Yitirilen beceriler; sözel anlatım ya da dili algılama, toplumsal beceriler ya da uyum davranışları, bağırsak ya da mesane kontrolü, oyun ve motor beceriler alanında olabilir. Klinik tabloya, toplumsal etkileşim ve iletişimde nitel bozulma, davranış ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici bir örüntü eşlik edebilir.

Çocukluğun dezintegratif bozukluğu, DSM-IV-TR’de Yaygın Gelişimsel Bozukluklar başlığı altında sınıflandırılmıştır.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

 

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU:

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB/ADHS) davranış bozukluğu içinde değerlendirilen hiperaktivite, normalin dışında aşırı hareketlilik ve aktif olma durumu olarak adlandırılır.

Çocukluk çağında ayırt edici belirtilerle kendini gösterse de gebelik döneminde de fark edilebilir. Doğumdan sonra bebeklik döneminde, çocukluk döneminde ve yetişkinlikte devam eder. Bununla birlikte, belirtiler yetişkinlik döneminde kolayca tanınamayabilir.

Hiperaktivite üç bağlamda değerlendirilir. Bunlar; aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüselliktir.

Bebeklerde Hiperaktivite

Hiperaktivite tanısı bebeklik döneminde konabilir. Hiperaktif bebekler genel olarak benzer belirtiler gösterir. Gün içinde sürekli huzursuz ve tedirgin olan bebekler, çok sık ağlar. Beslenme düzenleri bozuktur ve yemek yemekte sıkıntı yaşarlar. Bununla birlikte bu belirtileri gösteren her bebekte hiperaktivite olmayabilir.

Çocuklarda Hiperaktivite

Enerjileri çok fazla olan hiperaktif çocuklar hem okulda hem de evde çok hareketli olur. Uzun süre oturamayan ya da bir noktada sabit kalamayan çocuklar, sürekli hareket etme ihtiyacı hisseder. Bu nedenle elleri ve ayakları sürekli hareket halinde olabilir. Bununla birlikte her hareketli çocuğun hiperaktif olduğu çıkarımı yanlıştır.

Herhangi bir noktaya odaklanmakta sorun yaşayan çocukların dikkati çabuk dağılır. Bu nedenle, özellikle okulda dersleri takip etmekte sorun yaşayabilirler. Aynı şekilde, ev ortamında ders çalışmaları ya da ödev yapmaları gerekiyorsa, masa başında sabit bir şekilde oturmakta zorluk çekebilirler.Hiperaktivite tanısı konan çocuklar dürtülerini de kontrol etmekte zorlanırlar. Ani olarak tepki verebilirler ya da düşünmeden konuşabilirler. Başkalarının sözünü keserek konuşmaya başlayabilirler. Çocukların konuşmaları takip etmesi ve diyaloglarının ilerlemesi de bu nedenle oldukça zordur.

Yetişkinlerde Hiperaktivite

Çocukluk döneminde en belirgin belirtileri gösteren bireyler, ilerleyen yaşlarda daha az belirti gösterebilir. Özellikle dürtüsel davranışlar ve aşırı fiziksel hareketlerde belirgin bir azalma söz konusudur. Bununla birlikte, belirtiler tam olarak yok olmaz. Yetişkinlerde hiperaktivite; odaklanma zorluğu, çalışmalarda verimsizlik ve işleri geciktirme, sorumluluk almada sıkıntı, karar vermede zorluk ve öfke atakları şeklinde kendini gösterebilir.

Hiperaktivitenin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, beyin fonksiyonlarında meydana gelen anomalilerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Beyin işlevlerinde görülen değişimler şu nedenlere bağlı olabilir:

Kalıtsal faktörler

Çevresel faktörler

Gebelikte ya da sonrasında görülen çeşitli komplikasyonlar

Son yıllarda yapılan çalışmalar, özellikle genetik faktörlerin hiperaktivitenin gelişmesinde oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Bireylerin ailesinde hiperaktivite öyküsü bulunması risk faktörleri arasında gösterilmektedir. Hiperaktivite teşhisi konan her dört çocuktan üçünün ailesinde de hiperaktivite tanısı konan birinin olduğu bilinmektedir.Hamilelik sırasında sigara ve alkol kullanımı, toksik maddelere ya da kimyasallara maruz kalmak, aşırı stres; çeşitli doğumsal beyin fonksiyon bozuklukları, bebeğin normalden düşük kiloda doğması gibi komplikasyonlar da hiperaktivitenin nedeni olabilir.

Nelerdir?Hiperaktivite Belirtileri

Hiperaktivitenin başlıca belirtisi aşırı fiziksel hareketlerdir. Bu bedensel hareketler özellikle ilköğretim çağındaki çocuklarda daha belirgindir; huzursuzluk ya da gerginlikle birlikte kendini gösterir. Hiperaktif olan çocuklar;

Hareketsiz olunması gereken okul ya da ofis gibi ortamlarda oturmakta zorlanabilirler. Sürekli hareket halinde olma dürtüsü hissederler.

Bu gibi durumlarda yalnızca ufak hareketler ve kıpırdanmalarla kalmayıp koşma, ayağa kalkıp dolaşma gibi aşırı hareketler de yapabilirler.

Herhangi bir hobi aktivitesini sessizce gerçekleştiremezler.

Uzun süre ve aralıksız konuşma eğilimi gösterirler.

Bir soru ya da cümle tamamlanmadan farklı bir konuya geçebilirler. Karşılarındaki kişilerin konuşmalarını bitirmelerini izin vermeme eğilimi gösterirler. Konuşma sırası için sabırsız davranabilirler.

Hiperaktif kişiler, onlarla konuşulduğu zaman dinlemiyor gibi görünebilir.

Okul çağındaki çocuklar; hem okul derslerine hem de diyaloglara, uzun konuşmalara, görevlere ve etkinliklere karşı ilgi duymayabilir. Bu ilgisizlik, çocukların odaklanma problemi yaşadığına işaret eder.

Verilen talimatları tam olarak takip edemeyen çocuklar okul ödevlerini, ev işlerini ya da günlük hayatta yapması gereken görevleri yerine getiremeyebilir. Verilen görevleri yerine getirmek amacıyla harekete geçseler de odaklanma problemi nedeniyle görevlerin devamını getiremezler.

Bu bireyler organize olmakta problem yaşayabilir. Zaman yönetimini yapamadıkları için görevlerini ve ödevlerini planlayamayabilirler; dağınık ve düzensiz çalışırlar.

Hiperaktif olan kişiler, zihinsel aktiviteler arasında sayılabilecek ödevler, raporlar, formlar gibi yazı yazma işlemi gerektiren faaliyetlerden kaçınabilir.

Dikkatleri dağınık olan çocuklar eşyalarını sık sık kaybedebilir. Okulda ve günlük hayatta kullandıkları anahtar, cüzdan gibi kişisel eşyalara ve kalem, silgi gibi malzemelere dikkati dağınık olduğu için sahip çıkamayabilirler. Bu durum yetişkinlerde de görülebilir.

Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde günlük görevleri ve işleri unutma eğilimi de bulunmaktadır. Çocuklar okulda verilen ödevleri yapmayı unutabilirler. Yetişkinler ise telefon çağrılarına yanıt vermeyi, faturaları ödemeyi ya da randevularını unutabilirler.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

 

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU:

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB/ADHS) davranış bozukluğu içinde değerlendirilen hiperaktivite, normalin dışında aşırı hareketlilik ve aktif olma durumu olarak adlandırılır.

Çocukluk çağında ayırt edici belirtilerle kendini gösterse de gebelik döneminde de fark edilebilir. Doğumdan sonra bebeklik döneminde, çocukluk döneminde ve yetişkinlikte devam eder. Bununla birlikte, belirtiler yetişkinlik döneminde kolayca tanınamayabilir.

Hiperaktivite üç bağlamda değerlendirilir. Bunlar; aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüselliktir.

Bebeklerde Hiperaktivite

Hiperaktivite tanısı bebeklik döneminde konabilir. Hiperaktif bebekler genel olarak benzer belirtiler gösterir. Gün içinde sürekli huzursuz ve tedirgin olan bebekler, çok sık ağlar. Beslenme düzenleri bozuktur ve yemek yemekte sıkıntı yaşarlar. Bununla birlikte bu belirtileri gösteren her bebekte hiperaktivite olmayabilir.

Çocuklarda Hiperaktivite

Enerjileri çok fazla olan hiperaktif çocuklar hem okulda hem de evde çok hareketli olur. Uzun süre oturamayan ya da bir noktada sabit kalamayan çocuklar, sürekli hareket etme ihtiyacı hisseder. Bu nedenle elleri ve ayakları sürekli hareket halinde olabilir. Bununla birlikte her hareketli çocuğun hiperaktif olduğu çıkarımı yanlıştır.

Herhangi bir noktaya odaklanmakta sorun yaşayan çocukların dikkati çabuk dağılır. Bu nedenle, özellikle okulda dersleri takip etmekte sorun yaşayabilirler. Aynı şekilde, ev ortamında ders çalışmaları ya da ödev yapmaları gerekiyorsa, masa başında sabit bir şekilde oturmakta zorluk çekebilirler.Hiperaktivite tanısı konan çocuklar dürtülerini de kontrol etmekte zorlanırlar. Ani olarak tepki verebilirler ya da düşünmeden konuşabilirler. Başkalarının sözünü keserek konuşmaya başlayabilirler. Çocukların konuşmaları takip etmesi ve diyaloglarının ilerlemesi de bu nedenle oldukça zordur.

Yetişkinlerde Hiperaktivite

Çocukluk döneminde en belirgin belirtileri gösteren bireyler, ilerleyen yaşlarda daha az belirti gösterebilir. Özellikle dürtüsel davranışlar ve aşırı fiziksel hareketlerde belirgin bir azalma söz konusudur. Bununla birlikte, belirtiler tam olarak yok olmaz. Yetişkinlerde hiperaktivite; odaklanma zorluğu, çalışmalarda verimsizlik ve işleri geciktirme, sorumluluk almada sıkıntı, karar vermede zorluk ve öfke atakları şeklinde kendini gösterebilir.

Hiperaktivitenin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, beyin fonksiyonlarında meydana gelen anomalilerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Beyin işlevlerinde görülen değişimler şu nedenlere bağlı olabilir:

Kalıtsal faktörler

Çevresel faktörler

Gebelikte ya da sonrasında görülen çeşitli komplikasyonlar

Son yıllarda yapılan çalışmalar, özellikle genetik faktörlerin hiperaktivitenin gelişmesinde oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Bireylerin ailesinde hiperaktivite öyküsü bulunması risk faktörleri arasında gösterilmektedir. Hiperaktivite teşhisi konan her dört çocuktan üçünün ailesinde de hiperaktivite tanısı konan birinin olduğu bilinmektedir.Hamilelik sırasında sigara ve alkol kullanımı, toksik maddelere ya da kimyasallara maruz kalmak, aşırı stres; çeşitli doğumsal beyin fonksiyon bozuklukları, bebeğin normalden düşük kiloda doğması gibi komplikasyonlar da hiperaktivitenin nedeni olabilir.

Nelerdir?Hiperaktivite Belirtileri

Hiperaktivitenin başlıca belirtisi aşırı fiziksel hareketlerdir. Bu bedensel hareketler özellikle ilköğretim çağındaki çocuklarda daha belirgindir; huzursuzluk ya da gerginlikle birlikte kendini gösterir. Hiperaktif olan çocuklar;

Hareketsiz olunması gereken okul ya da ofis gibi ortamlarda oturmakta zorlanabilirler. Sürekli hareket halinde olma dürtüsü hissederler.

Bu gibi durumlarda yalnızca ufak hareketler ve kıpırdanmalarla kalmayıp koşma, ayağa kalkıp dolaşma gibi aşırı hareketler de yapabilirler.

Herhangi bir hobi aktivitesini sessizce gerçekleştiremezler.

Uzun süre ve aralıksız konuşma eğilimi gösterirler.

Bir soru ya da cümle tamamlanmadan farklı bir konuya geçebilirler. Karşılarındaki kişilerin konuşmalarını bitirmelerini izin vermeme eğilimi gösterirler. Konuşma sırası için sabırsız davranabilirler.

Hiperaktif kişiler, onlarla konuşulduğu zaman dinlemiyor gibi görünebilir.

Okul çağındaki çocuklar; hem okul derslerine hem de diyaloglara, uzun konuşmalara, görevlere ve etkinliklere karşı ilgi duymayabilir. Bu ilgisizlik, çocukların odaklanma problemi yaşadığına işaret eder.

Verilen talimatları tam olarak takip edemeyen çocuklar okul ödevlerini, ev işlerini ya da günlük hayatta yapması gereken görevleri yerine getiremeyebilir. Verilen görevleri yerine getirmek amacıyla harekete geçseler de odaklanma problemi nedeniyle görevlerin devamını getiremezler.

Bu bireyler organize olmakta problem yaşayabilir. Zaman yönetimini yapamadıkları için görevlerini ve ödevlerini planlayamayabilirler; dağınık ve düzensiz çalışırlar.

Hiperaktif olan kişiler, zihinsel aktiviteler arasında sayılabilecek ödevler, raporlar, formlar gibi yazı yazma işlemi gerektiren faaliyetlerden kaçınabilir.

Dikkatleri dağınık olan çocuklar eşyalarını sık sık kaybedebilir. Okulda ve günlük hayatta kullandıkları anahtar, cüzdan gibi kişisel eşyalara ve kalem, silgi gibi malzemelere dikkati dağınık olduğu için sahip çıkamayabilirler. Bu durum yetişkinlerde de görülebilir.

Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde günlük görevleri ve işleri unutma eğilimi de bulunmaktadır. Çocuklar okulda verilen ödevleri yapmayı unutabilirler. Yetişkinler ise telefon çağrılarına yanıt vermeyi, faturaları ödemeyi ya da randevularını unutabilirler.

Tanılama, tedavi, eğitim de dahil tüm çalışmalar sonucu herhangi birgelişim kaydedilemediği durumda Mental Rönesans ( Mental Renaissance ) tekniğini mutlaka denemelisinz...

Şifada buluşalım...

Whatsapp